29. hafta

Bu hafta artık 29. haftadayım.
Sabah kötü bir acı ile uyandım. Sanki üçüzler içimde daha da bir büyümüşler gibi hissediyorum.
Sanki en sağdaki bebeğimin kafası midemin içine girmiş, ya da bu küçücük kafa midemi yerinden söküp atmış gibi...
Elbetteki bu büyümeler bebeklerim için iyi, ama benim için ne iyi acaba?

Yeniden rahat rahat uyumak istiyorum, yatakta her dönüşümde, karnımın sırtıma ve tüm bedenime yaptığı baskıdan kurtulmak istiyorum.
Sabahları dayak yemiş gibi uyanmak istemiyorum.
Üç lokmadan daha fazla yemek yiyebilmek istiyorum.
Üç adımda nefes nefese kalmak istemiyorum.
Yarım saat yürüdükten sonra, göbeğimin tüm baskısını vücudumda hissetmek istemiyorum.
Bir de vücuduma baktığımda, gördüğüm manzara karşısında şok olmak istemiyorum.
Sanki aynada gördüğüm o koca göbekli beden benim değil. Peki kime ait o zaman? Fakat bu bedenin görüntüsü bana o kadar yabancı ki, her seferinde en az 10-15 dakika bu muammayı çözmeye çalışıyorum.
Haaa... bir de artık çalışamama durumu var ki, bu da canımı çok sıkıyor.

Evet bunlar negatif tarafları, her hamilelikte eminim yaşanıyordur.

Elbetteki hamileliğin güzel tarafları da var, mesela son iki haftadır üç bebek de o kadar hareketlendilerki, artık hareketlerini gözlerimle görebiliyorum. Bu çok inanılmaz bir deneyim.

Bir de tabii sonun da isimlere karar verebildik ve onlara isim verip isimleriyle hitap etmeye başlayınca benim için birer birey oldular. Sadece bebek değiller ve bu bireyler hakikaten benim vücudumdan, benim bir kopyam değiller ama benim bir parçamlar. Sanırım hayatta hiç birşey ya da kimse ile bu kadar yakın olmamıştım, ve bir değil üç taneler... (Tamam annemle olmuşumdur, yani ben de onun karnındayken, ama şimdi bunu hatırlamıyorum ki.)

Üçüzler bana garip bir şekilde huzur ve sakinlik de veriyorlar. Onların varlığını hissetmek, beni rahatlatıyor. Önceden panik ve kaygı duyduğum herşey önemini yitirdi. Hamilelik bunu nasıl yapıyor bilmiyorum, ama geleceğe dair tüm karamsar senaryolarım, birden toz pembe renkli hayallere dönüştü.

Hatta üçüzler sayesinde, yıllardır düşünüp yapamadığım şeyleri yapar oldum. Kısa öykü ve masal denemeleri bunlardan biri. Bir diğeri de çok uzun zaman önce bıraktığım çizim. Artık hiç çizemem diye düşünürken, bu masal illüstrasyonları ile yeniden çizim denemelerine başladım.
Tamam harika çizmiyorum, sonuç itibari ile sanatçı değilim ama gene de, üçüzlerimle bakıp üzerine mutlu olup heyecanlanabileceğimiz şeyler yapıyorum. En azından hepsi bize özel.

Sabah kalktığımda herşey çok negatifti, bu yazıya da aynı hisler ile başladım, fakat şimdi hamileliğin güzel taraflarını düşününce herşey yeniden pozatif oldu.
Yazmanın böyle de güzel bir etkisi var.

Yorumlar

Popüler Yayınlar